Debûsî’nin Teklif Teorisi’nin Temel Unsurları Vahiy-Akıl, Ehliyet ve Sebep

Mürteza Bedir

Mürteza Bedir



İslâm hukuk ve ahlâk teorisinde yükümlülüğün kaynağını ve tanımlanmasını izleyebileceğimiz kanallardan biri belki de en önemlisi fıkıh usûlü ilmidir. Fıkıh kurallar ilmi olup kurala şer‘î hüküm denir. Fıkıh usûlü esasen kurala yani hükme ulaşma yolunu teorik çerçevede konu etse de hüküm kavramının kendisini de analiz eder. Hüküm “Mükellefin fiiline ilişkin Allah Teâlâ’nın isteme, serbest bırakma ya da kurma (vaz etme) yoluyla hitabı” olarak tanımlanır. Hükmü Yüce Allah’ın Sözü olarak tasavvur eden bu teoride her şey Söz’ün anlaşılması şeklinde betimlenmektedir. Bu nedenle Söz’ün anlaşılması (hitab ve delalet), anlamıyla birlikte aktarılması (haber), hakikat bilincinin ve temsilinin sürdürülebilirliği (icmâ) ve nihayet Söz’ün değişen zaman ve mekâna bağlı yorumlanması (kıyas, içtihat) şeklinde formüle edilen delil çerçevesi tespit edilmiştir. Böylece İlâhî hitab vasıtasıyla mükellefin fiiline ilişkin ilâhî iradenin tespiti için bir kuram ve yöntem ya da kuramlar ve yöntemler geliştirilmiştir. Bu kuram ve yöntemler her ne kadar birbirinden belirli özellikler bakımından farklılık arz etse de hükmü ilâhî irade ve ilâhî iradeyi de İlâhî hitab olarak tanımlama noktasında kuramlar hemen hemen ortak anlayışa sahiptir. Bir başka ortak nokta da ilâhî hitabın bize yansıyan yönünün yukarıda belirtilen Kitab-Sünnet-İcmâ-İçtihat şeklindeki formülasyonla elde edileceği kabulüdür.


Makalenin devamını okumak için Abone Olun