Teklif Hakkında
Her çağın insanını bekleyen güçlükler farklı olabiliyor.
Bugün her şey olağan giderse yer kürenin nüfusunun 2100 yılında 11 milyar civarına ulaşacağı bekleniyor. 1800 yılına kadar ulaşılan nüfusun yaklaşık 1 milyar olduğu düşünülürse 200 yılda bunun on misli bir nüfus artışı ile karşı karşıyayız demektir. Ve bu nüfus yemek, içmek, eğitim ve sağlık hizmeti almak ve imkanlar tanınırsa kendi potansiyelinde ne varsa onu gerçekleştirmek istiyor.
Bugün hesaplamalara göre 780 milyon insan açlık sınırının, 1.2 milyar insan ise yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Bugün küresel ısınmanın dünyanın güney yarım küresindeki tüm ülkeleri çok kötü biçimde etkileyeceği, 2100 yılında küresel ısınma olmasaydı gelirlerinin olması gerekenden %100’e yakın oranda daha az artacağı hesaplanıyor.
Bugün aynı küresel ısınma her gün yeni felaketlerle kapımızı çalıyor. Türkiye’nin büyük kısmının çölleşeceği de maalesef tahminler arasında.
Bugün yaklaşık 35 milyon insanın madde bağımlılığından mustarip olduğu hesaplanıyor.
Bugün teknoloji öyle baş döndürücü bir hızla gelişiyor ki örnek olarak yapay zekanın 2070’li yıllara kadar matematiksel araştırma gibi en teorik alanlar da dahil insanların yapabileceği hemen hemen tüm işlevleri başarıyla yerine getirebileceği düşünülüyor.
Bugün biyo-teknolojinin canlı dışından organ üretiminden yapay rahimlere, insanın genetik yapısının değiştirilmesinden üst-insana geçişten bahsedilmesine yol açacak etkililikte protezlere (…) peşine düştüğü pek çok ileri teknoloji projesi var.
Bugün tarihin hiçbir döneminde görülmediği kadar çok ve uzun zamanlara yayılan çökmüş devletlerle karşı karşıyayız ve bu devletlerin hemen tamamı İslam dünyasında.
Bugün gelir dağılımı tarihte hiç görülmediği kadar bozuk. En yüksek gelire sahip 1 milyon kişinin küresel servetin yaklaşık %45’ine sahip olduğu düşünülüyor.
Bugün karnını doyuramadığı, katledilme tehlikesiyle karşılaştığı, ailesi için daha güzel bir gelecek aradığı için vatanını terk eden ve sayıları 300 milyona yaklaşan büyük bir göçmen topluluğundan söz ediliyor.
Bu örnekleri çoğaltmak maalesef mümkün ve tüm bu sorunlardan en ağır bir biçimde etkilenen ülkelerin başını Müslüman ülkeler çekiyor.
Her Müslümanın kafasında “Ne yapmalı?” sorusu dönüp dolaşıyor.
“İnsanlığa şahit ve en hayırlı ümmet” olması beklenen Müslümanlar bu tablo karşısında kendileri olarak, kendilerine dayanarak mükellefiyetlerini en baştan yeniden düşünmek durumundalar.
Bir kabı ancak daha geniş bir kap içine alabilir. Bu itibarla Müslümanların önündeki düşünme ödevi Modern düşüncenin içinden geçerek ve içererek aşmayı gerektirmektedir. Burada asıl amaç dini, mevcut fikriyata yakınlaştırmak olamaz. Fikriyatı inananların içinde rahat edecekleri biçimde dönüştürmek esas olmalıdır. Gelenekle bağ bugünün sorunlarını bugün düşünerek kurulabilir. En uç dalda açan çiçeğin hangi dallara, gövdeye ve köklere bağlandığı ancak o çiçek açtıktan sonra önem kazanabilir.
Teklif, Müslümanların geliştirmesi beklenen düşünce tarzının belki de en önemli amacının Müslümanlar için düşünceyi – düşünme etkinliğinin kolay olması anlamında değil bir Müslümanın hangi alanda neyi düşünerek kendisini var edebileceğinin kendisine açık biçimde sunulması anlamında – bir amel olarak kolaylaştırmak olduğuna inanıyor.
Teklif, tam da tarihin bu noktasında bu külfeti yüklenmeyi talep ediyor.
Teklif, geleneğimizi ihmal etmeden, bugünden kopmadan her şeyi yeni baştan düşünmeyi öneriyor.