Çağdaş Siyaset: Uluslar-üstü İktisadî İktidarın Küresel Artı-Değeri Tedbiri

İhsan Fazlıoğlu

İhsan Fazlıoğlu



Nasıl ki Tabiat’ta nihai amaç bir canlının, hatta bir nesnenin varlığını sürdürmesi, daha farklı bir deyişle varlığa tutunması ise, Hayat’ta da siyasetin nihai gayesi, ferd ve tür olarak insanı korumak ve varlığını sürdürmek şeklinde ifade edilebilir. Bu hem eman yani maddî/fizik güvenlik hem de iman yani manevî/metafizik güvenlik ile sağlanır. Mekân-zaman sahnesinde bu nihai amacı gerçekleştirmek için kullanılacak en temel kavram tedbirdir. Tedbir yani ferdî ve ictimâî eylemleri amaçlarını dikkate alarak ve sonuçlarını gözeterek tertip yani tefekkür etmek. Bu nedenle tefekkür ile tedbir arasında bir lâzım-melzûm ilişkisi mevcuttur. Çünkü, sahnede her bir tedbir bir tefekkür tarafından öncelenir. Söz konusu tedbir, ferdin, topluluğun ve toplumun sahip olduğu imkânları yani mizacı, sahne şartları çerçevesinde bir tefekkür manzumesine göre gerçekleştirmek ve sürdürmektir. Kadîm felsefe-bilim dizgesinde söz konusu tedbir, ferdin imkânlarını/mizacını sahne şartlarını dikkate alarak gerçekleştirmek ve sürdürmek olarak itibar edilirse ahlâk, bir topluğunun imkânlarını/mizacını sahne şartlarını dikkate alarak gerçekleştirmek ve sürdürmek olarak itibar edilirse iktisat, bir toplumun imkânlarını/mizacını sahne şartlarını dikkate alarak gerçekleştirmek ve sürdürmek olarak itibar edilirse siyaset adını alır. Yine bu dizgede ahlâk ferd için fazileti, iktisat topluluk için menfaati, siyaset ise toplum için adaleti sağlayacak maslahatı tahsil etmektir.

İçinde yaşadığımız çağdaş dünyada ise ferdin, topluluğun, hatta toplumun yeniden ifadelendirilmiş kısmî bir yeri olsa da yepyeni bir birimin varlığıyla muhatabız: Küresel şirketler yani Uluslar-üstü iktisadî iktidar. Kapitalist –Emperyalist– Neo-liberalist bir mizaç üreten bu birim için siyaset ise, doğal olarak sahip olduğu imkânları mevcut sahne şartlarında en verimli bir şekilde tedbir etmektir. Öyleyse çağdaş dünyada siyasetin tanımı, sahnesi, fâili/fâilleri, muhatapları (özneleri), yöntemleri (enstrümanları), gaye ve amacı yeniden tanımlanmalıdır. Bu çerçevede siyasetin kat’iyyâtı yani ilkeleri ile zanniyâtı yani uygulamaları yine yeniden gözden geçirilmelidir. Örnek olarak böyle bir çerçevede siyasî rejim tartışmaları esasa ilişkin bir fikir vermez çünkü siyasî rejimler tedbirlerin modellemeleri olarak görülebilir; yani tedbirin açıklama mekanizmaları ve nasıllıklarının ifadeleri. Hâlbuki modeller meşruiyetlerini siyasetin ana ilkeleri ile temel değerlerinden devşirirler; özellikle tedebbürü önceleyen tefekkürden yani tedbiri önceleyen fikirden; bahusus da siyasetin gâî illetinden.




Makalenin devamını okumak için Abone Olun