— Güzel sözler de iki çeşittir değil mi? Gerçeğe uygun olanlar, uydurma olanlar.
— Evet.
— Yetiştirmede her ikisini de kullanacağız. Ama önce yalan ve uydurma olanları.
— Ne demek, anlamıyorum.
— Çocuklara önce masal anlatmıyor muyuz? Masal da gerçeğe uygun şeyler varsa da bunların çoğu uydurmadır. Küçükleri yetiştirirken idmandan önce masalları kullanırız.
— Öyledir.
— İşte bunun için de ben, müzik idmandan önce gelir diyordum.
— Haklıymışsın.
— Ama bilirsin ki her işte önemli olan başlangıçtır. Hele iş, genç ve körpe kimseleri yetiştirmek olunca; çünkü insanlar bu çağda yatkın olurlar, hangi kalıba sokulmak istenirse o kalıba girebilirler.
— Evet.
— Öyleyse her aklına gelenin uydurduğu masalları çocukların dinlemesi doğru mudur? İleride edinmelerini istediğimiz düşüncelere aykırı şeyleri duymalarına göz yumacak mıyız?
— Hayır.
— O zaman ilk işimiz, masalcıları kollamak olacak, Masalları güzelse, bırakacağız söylesinler. Kötüyse yasak edeceğiz. Anaları, dadıları kandırıp, çocuklara yasak ettiğimiz masalları anlattırmayacağız. Çocukların bedenlerinden önce, güzel masallarla ruhlarını yoğurmalarım isteyeceğiz. Bugün anlatılan masallara gelince, çoğunu atmalı.
(sh. 65-66)