el-Mevâkıf fî ilmi’l-kelâm

Adudüddin Abdurrahman İbn Ahmed el-Îcî

Adudüddin Abdurrahman İbn Ahmed el-Îcî



İkinci Mersad: Bilginin Tarifi

Bilginin tarifi hakkında üç görüş vardır. Birinci görüş şudur: Bilgi zorunludur. İmam Râzî, iki gerekçeden ötürü bu görüşü tercih etmiştir. Birincisi şudur: Her insanın varlığına dair bilgisi zorunludur. Bu bilgi özel bir bilgidir ve mutlak bilgi, bu özel bilginin bir parçasıdır. Parçayı bilmek, bütünü bilmeyi önceler. Zorunludan önce olan ise zorunlu olmaya daha layıktır. Şu hâlde mutlak bilgi, zorunludur. 

Cevabı şudur: Zorunlu olan şey, her bir kimsenin varlığıyla ilgili bir bilginin meydana gelmesidir. O, tikel bilginin tasavvurundan başka bir şey olup onu gerektirmez. Dolayısıyla mutlak bilginin zorunlu olması bir yana onun tasavvuru bile gerekmez.

Şöyle denemez: “Kişi bildiğini bilir. Bilgi, bu tasdikin iki tasavvurundan biridir. Eğer ‘Tasdikin bedîhîliği, onun iki tasavvurunun bedîhî olmasını gerektirmez. Çünkü bedîhî iki tarafın tasavvurundan sonra nazara dayanmayan demektir’ dersen ben şöyle derim: İddia edilen şey, söz konusu tasdikin herhangi bir nazar olmaksızın meydana geldiğidir. Çünkü ahmaklar ve çocuklar bile bu tasdikten yoksun değildir. İsimde tartışma yapmanın hiçbir yararı yoktur.”

Çünkü biz şöyle diyoruz: Tasdikte iki tarafın bir yönüyle tasavvuru yeterlidir. Nitekim biz belirli bir cisim hakkında onun belirli bir mekânı kapladığına hükmederiz fakat bununla birlikte onun hakikatini bilmeyiz. Hatta “Zorunlu Varlık, ya bir nefstir ya da değildir” hükmünü veririz. Oysa Zorunlu Varlık’ın ve nefsin hakikatlerini bilmeyiz, aksine bunları genel bir durum bakımından biliriz. 

İkincisi şudur: Bilginin dışındakiler ancak bilgiyle bilinmektedir. Eğer bilgi, kendisi dışında bir şeyle bilinirse kısır döngü ortaya çıkar. Bu ancak “o zorunlu olmayarak bilinir” diyen kimseye karşı delil olabilir. Cevap şudur: Bilginin dışındaki şey bilginin hakikatinin tasavvuruyla değil, tikel bilginin meydana gelişiyle bilinir. Bizim bilginin dışındakiyle bilmeye çalıştığımız şey ise bilginin hakikatinin tasavvurudur. Dolayısıyla kısırdöngü yoktur. 




Makalenin devamını okumak için Abone Olun