John Rawls’un Hakkaniyet Olarak Adalet Teorisi: İşleyen Bir Sosyal Sözleşme Bulma Arayışı

Lütfi Sunar

Lütfi Sunar



John Rawls tarafından 1971 yılında kaleme alınan Bir Adalet Teorisi çağdaş sosyal teoriye damgasını vuran birkaç kitaptan biridir. Bu eser siyaset felsefesinden hukuk ve iktisat teorisine kadar en çok atıf alan, en fazla yorumlanan ve en fazla reddiye yazılan metinlerden birisidir. Ülkemizde geç fark edilse de son 50 yılda yürütülen sosyal, iktisadî ve siyasî tartışmaların merkezinde Rawls’un sosyal sözleşmeci adalet teorisi etrafında yürüyen yorumlamalar yer almaktadır. Her ne kadar benimseyeni ve takip edeni çok olsa da Rawls farklı cenahlardan çok ciddi eleştiriler almış ve bu eleştirilere verdiği yanıtlar ile kendi sosyal teorisini güncelleyebilmiştir. Bu yazıda Rawls’un içinde yaşadığımız modern siyasal düzenin kurucusu olan klasik sosyal sözleşmeci geleneği nasıl yorumladığını ve ne şekilde güncellediğini ele alacağım. 

Rawls’un Düşüncesinin Gelişimi

John Bordley Rawls, 21 Şubat 1921’de Baltimore’da avukat bir babanın ve siyasal aktivist bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Rawls’un ailesi varlıklı bir aileydi. Babası kendi imkânları ile yükselmiş bir avukat annesi de eğitimli bir kadın hakları aktivisti idi. Dünyaya geldiği ülke yükselişte olan bir ülkeydi. Aynı zamanda Amerika’nın özel koşulları gereği 1930’lar dağınık toplulukları bir uluslaşma deneyimi yaşadığı bir dönemdi. Rawls’un çocukluğunun ve ilk gençliğinin geçtiği Baltimore şehri siyahi nüfusun yoğun olduğu ve siyahi hareketin başladığı geliştiği bir şehirdi. John Rawls Princeton Üniversitesi’nde sırasıyla Matematik, Kimya ve Müzik bölümlerinde okudu ancak en sonunda Felsefe bölümünde karar kılarak bu bölümden mezun oldu. Rawls üniversite sonrasında bir asker olarak İkinci Dünya Savaşı’na katılmış ve aktif olarak cephede yer almıştır. Bu deneyim onun modern siyasal erkin şiddete dayalı işleyişine tanıklık etmesine zemin hazırlamıştır.




Makalenin devamını okumak için Abone Olun