1.
Günümüzde iktidarın en önemli başarısı, kendisini gizleyerek etkin olmayı başarmasıdır. İktidar dediğimizde aklımıza hemen dar anlamı ile siyaset ve siyasî iktidar gelmemelidir; iktidar siyaseti de ihtiva etmekle birlikte, siyaseti aşan daha geniş bir alan ile alakalıdır. Farklı formlarda bulunan gücün, etkin olduğu tüm ilişkilerde iktidardan bahsedilebilir. Küresel güçlerin insanların hayatında kendilerini gizleyerek, belki kendilerini gizledikleri için, başarılı olan tasarruflarını kavramak, modern iktidarın yapısını ve araçlarını teşhis etmek, onlarla karşılaşmak ve onların oluşturduğu fesadı ortadan kaldırmak, en azından sınırlamak ve dengelemenin ön şartıdır.
Görünerek etkin olmak güç sahibi olmanın son ucudur; bu durum daha çok fizikî dünyada fizikî nesneler arasında ortaya çıkar: bir bıçağın elmayı kesmesi, onda bulunan gücün son ucudur. Ancak insanlar arasında fizikî güç kullanmak zaman zaman söz konusu olsa da genellikle fizikî araçlardan daha farklı imkanlar devreye girer: Görünmeden etkin olabilmek, gönüllere hükmetmek esas güç alametidir. İlahlığın önemli özelliklerinden birisi, etkin olmakla birlikte, gizli ve gizemli kalmaktır.
2.
Mevcudatın icat edilmiş olduğunu ve insanın da bir mevcut olarak icat edildiğini ve olduğundan daha farklı olabileceğini fark etmek oldukça önemlidir. Ancak insanın, bir mevcut olarak, icat edilmiş olduğu açık olmakla birlikte, modern Batı düşüncesi zâhir olan bu durumu, hakiki mucidi ile irtibatlandırmak yerine, ya onu yakın çevresinin (yani kültür, devlet veya toplumun) bir fonksiyonu veya daha uzaklara, doğrudan algı ve tecrübenin mevzusu olmayan, bu haliyle gayb alanının parçası bulunan ve adına “evrim” denilen sürece havale etmeyi tercih etti. Evrim ile birlikte insanın kökeni gayb alanına atılarak, bu alana nüfuz etme yetkisi bulunanlar insanın ne olduğu ve ne olmadığını belirleme yetkisini de elde etmiş oldu: insan önce tabiatın, sonra toplumun bir eseri iken artık kendi kendisinin icadı olabilecekti. Artık her insan ne olacağına kendisi karar verecekti.