Gelenekselci Okulun Medeniyet Anlayışına Dair Notlar

Gökdemir İhsan

Gökdemir İhsan



Birçok eserinde modern Batı medeniyetini bir anomali olarak tanımlayan Guénon, İlâhî Şehir başlıklı makalesinin sonunda çok daha dakik bir izah verir: “Modern dünyada “medeniyet” olarak söz edilen ve kelimenin tam anlamıyla “gerçek medeniyet” olarak telakki edilen her şeyin, hakiki medeniyetin ancak birer karikatürü mahiyetinde olduğunu söylemek kafidir ve bu şeyler çoğu zaman medeniyetin tam karşıtı denebilecek bir noktaya varırlar”.1 Sonuç hükmü, Guénon okurlarının âşina olduğu cinstendir: “Modern dünya gibi gelenek karşıtı bir medeniyet, medeniyet tabirini gerçekte hak etmediği gibi, esasında hakiki medeniyetin tam anlamıyla zıddını ifade etmektedir”.2 Bu hüküm cümlesinin ardından Guénon’a sormamız gereken soru “hakikî medeniyetin” ne olduğudur. Guénon bu soruya “Geleneksel açıdan geçerli olabilmesi, yani nihayetinde gerçekten “normal” olabilmesi için her bir şehrin veya insan topluluğunun terkibi ve örgütlenişi de mümkün olduğunca İlâhî Şehiri model almalıdır”3 diyerek cevap verecektir. O hâlde makalenin başına dönmeli ve gelenekselci okulun medeniyet derken ne kastettiğini öğrenmek için evvela ilâhî şehrin ne olduğunu anlamaya çalışmalıyız.

Guénon İlâhî Şehir makalesine “şehir” kelimesinin eski dillerdeki etimolojisiyle başlar. Dilbilimsel izahatın büyükçe bir kısmını ise bir başka gelenekselci yazar olan, dostu Ananda K. Coomaraswamy’nin What is Civilization? başlıklı makalesinden ödünç aldığını bildirir. Coomaraswamy de makalesine “civilization”, “politics” ve “purusha” kelimelerinin içsel mânâlarının mülahazasına katkıda bulunma teklifiyle başlar.4 Sözlüklere on dokuzuncu yüzyılda eklenmiş olan civilization kelimesinin modernler tarafından nasıl tahrif edildiğinin farkında oldukları için, hem Guénon’un hem de Coomaraswamy’nin yapmaya çalıştığı şey kelimeyi aslî mânâsına irca etmektir.




Makalenin devamını okumak için Abone Olun