Liberalizm ve Saklı Çocuğu Kapitalizm

Adem Levent

Adem Levent



Fernand Braudel çizgisindeki modern dünya sistemi teorisyeni Giovanni Arrighi, 2000’lerin başlarındaki bir yazısında, Werner Sombart’a atıfla iktisat biliminin tek konusunun kapitalizm olması gerektiğini ancak fiiliyatta öyle olmadığını söyler. İlaveten 20. yüzyılın başlarında kapitalizm kavramının daha fazla kullanıldığını fakat 2000’lerde Batı düşüncesi üzerine fikir yürüten sosyal bilimciler tarafından kapitalizmin ne soruşturulduğunu ne de kavramın sosyal bilimlerde kullanıldığını esefle belirtir. Çünkü kapitalizm kavramı, akademik iktisatçılar tarafından araştırma nesnesi olmaktan çıkarılmıştır. Kapitalizmin içerdiği tüm politik imalarıyla özelde iktisadın genelde de sosyal bilimlerin dilinde kaybolması, Batı düşüncesinin 20. yüzyıldaki genel seyriyle ilgilidir. 

Batı düşüncesinin 20. yüzyıl seyrinde kapitalizm araştırmalarının akademide kasıtlı bir şekilde görünmemesinin birbiriyle bağlantılı iki nedeni olduğu söylenebilir. İlki, iktisat özelinde sosyal bilimlerin giderek teknikleşmesi ya da nicelikleşmesidir. 19. yüzyılda bilimin ölçüm olarak algılanması ve ancak ölçülebilen somut “gerçekliklerin” bilimin konusunu teşkil etmesi, evrensel yasalara dayalı bir zorunluluk olarak kendini dayatmıştır. Felsefi spekülasyonlara dayalı bir bilgi biçiminden kesinlik içeren ve ölçülebilen bir bilgi tasavvuruna geçiş, evrensel ve nötr bir bilim için gerekli adımlar olarak görülmüştür. Özellikle 1945 sonrası bu sürecin iktisat bilimine yansıması soyut teori, matematikleşme ve ekonometrik modellerle olmuştur. Matematik ve ekonometrik modellerle ölçülebilen iktisadî bilgi, kesin ve evrensel addedilmiştir. Böylece doğa bilimlerinin izinden giden iktisat bilimi, bir dünya sistemi içinde bağlam bağımlı gelişen ve yüksek refahın güce dayalı arka planını (background) inceleyen bilgi teorisini, yani kapitalizm incelemelerini fazla spekülatif bulmaktadır. Neticede kapitalizm araştırmaları, ölçümü güç




Makalenin devamını okumak için Abone Olun