Tasavvuf ve Ticarî Hayat Tevekkül–Kesb Geriliminde Sûfînin Geçim Derdi

Hacı Bayram Başer

Hacı Bayram Başer



Tasavvufun teşekkül sürecini kapsayan ilk birkaç yüzyıl boyunca, ticaret ile ilişki biçimlerini ve benimsedikleri dünya görüşüne bunların hangi açılardan mutabık olduğunu tespit etmek, toplum hayatına katılan birer özne olmaları bakımından sûfîlerin karşılaştığı sorunlardan biri, belki de ilkiydi. Çünkü zühd tavrı, başlangıçta her bireyin kişisel tercihi olarak gün yüzüne çıkmış olsa bile yeni fetihler ve zenginleşmenin beraberinde getirdiği karmaşık şehir yaşamı, meselenin bireyi de aşan yönleriyle daha geniş bir zeminde anlaşılmasını icbar ediyordu. Müslümanın bu dünya ile irtibatından bahseden naslardaki emirler ve öğütler, dünyevîleşmenin mutedil ve aşırı biçimlerine karşı nasıl tutum sergilenmesi gerektiğini düzenlemiş görünüyordu. Ancak toplumsal yaşamdaki yozlaşmaların ortaya çıkardığı vakıa ile dinî emir–yasaklara uygunluk arasındaki çelişki barizdi. Bunu fark eden zümrelerden biri olarak zâhitler, sahih dindarlığın ilk adımının dinî değerlere münasip düşen dünyevî geçim yollarına bağlanmak olduğunu vurguladılar. Bu süreçte “zühd”, kişinin dünyevî zenginliği terk ettiği ve son derece sade bir yaşam düzenini benimseyerek Allah’a kulluk eylemlerine odaklandığı bir tutum olarak belirginleşmişti. 

Tarımcılık, ticaret ya da kamu görevi üstlenmek gibi günümüze nispetle daha sınırlı kabul edilebilecek bazı geçim yolları bulunsa da dünyevîleşme tehlikesi, her biri için söz konusuydu. Hicrî ilk asırda yaşayan zâhitlerin pek çoğuna göre, on bin




Makalenin devamını okumak için Abone Olun