Yasa mı? Kimin İçin? Neyi Berkitir Yasa?

İbrahim Halil Üçer

İbrahim Halil Üçer



İsmet Özel’in Bir Yusuf Masalı’ındaki Sebeb–i telif şiirinde yer alan ve yazının başlığına taşıdığımız mısrasını şunlar takip eder: 

İster gözünü oğuştur, istersen tetiği çek

İdam mangasındasın içinde yasa varsa

Girmem, girmedim mangalara 

Yer etmedi adalet duygusu 

İçimde benim 

Çünkü ben 

Ömrümce adle boyun eğdim.

 

 

Şiirin yüksek perdeden, tiz bir şekilde vurguladığı bir şey var: Yasa, kendi başına hiçbir şey ifade etmez. Çünkü insan, eylemlerini düzenlemek isteyen yasalara sorar: Niçin böyle bir yasa var ve bu yasa neden benim eylemlerimi başka türlü değil de böyle düzenliyor? Bu soru, insanın sorabileceği o en derin sorunun bir türevinden başka bir şey değildir: Niçin her şey başka türlü değil de böyle? Niçin hiçbir şey yok değil de her şey var? Çünkü insan evladı, sadece yaşamaz, aynı zamanda yaşam nedir diye sorar; sadece ölmez, ölüm nedir diye sorar ve sadece belli bir yasaya uymaz; yasa nedir, niçin böyle ve ben niçin bu yasaya uymalıyım diye de sorar. Bu tür sorular tehlikeli ve konfor bozucudur; yöneltildikleri şeyi anlamından, zorunluluğundan, sürekliliğinden soyar ve onları önce bir imkân askısına koyar: Acaba başka türlü olabilir miydi? Bu imkân askısında kaldığı sürece her şey var ile yok arasında, öyle olmak ile olmamak arasında gidip gelir. Bizde o şeyin bundan sonra da öyle olacağına dâir bir itimat ya da onun başka türlü değil de böyle olmasının daha doğru, iyi ve âdil olduğuna ilişkin bir inanç meydana gelmediği sürece, biz de bir askıda kalırız: Ne öyle yapabiliriz ne böyle; ne öyle inanabiliriz ne böyle... Yasalar da böyledir.




Makalenin devamını okumak için Abone Olun