Gramatik olarak hemen her şeye fiil yüklenebilir. Ama dilbilimsel açıdan bunun yapılabilmesi öznede anılanı fâil kılmaz. Burada fâil olmak ile kasıt fiil üzerinden varlığa gelenin asıl sebebi olabilmektir. Benim kolumu
Kapitalizmin nefs–i emmârenin tüm gücünü arkasına aldığı ve kendisini vazgeçilmez olarak dayattığı bir çağda yaşıyoruz. Hemen herkes kapitalizmin nimetlerinden vazgeçmeden zararlarını bertaraf etmeni yolunu arıyor. Bu yollar, sosyalizm gibi yeni
“Dünya” sözcüğü, çok anlamlı bir sözcüktür. Müslümanların âşina oldukları bir bakış açısından “hayat” sözcüğünün bir sıfatıdır, âhiret hayatının öncesindeki hayatı betimler. Klasik bir perspektiften kendimizi içinde bulduğumuz sahnedir ki
Hakikat elimizin altında değil. Her şeyi zorlaştıran da bu, ilginç kılan da… İnsanlık hakikate sadık sözün peşinde bitmeyen, tükenmeyen bir arayışla mükellef. Birileri, iyi ki, uğraşıp didinip izlenebilecek yollar açıyorlar:
Başlıktaki “Yahudi sorunu” ifadesi ile kastedilen, Nazi Almanya’sının bir soykırım uygulayarak “nihaî çözüme” kavuşturmaya çalıştığı soruna (Endlösung der Juedenfrage) değil, Karl Marx’ın Alman tarihçi ve ilahiyatçı Bruno Bauer’in 1843 tarihli
“Değişmeyen tek şey değişimdir” mottosunun hemen her ortamda bir dirençle karşılaşmaksızın rahatça ifade edilebildiği tarihsel bir dönemde Müslüman olmak, naslara dayalı, bu itibarla da değişmeyen bazı hükümleri hayatın merkezine yerleştirmekle
I. İslam–o–fobi veya İslam–korkusu, temeddün meselesinin merkezinde yer alan son derece önemli bir ruh hâlidir. Bu ruh hâlinin ortaya çıktığı arka planın anlaşılması, insanlığın medenîleşme sürecinde evrilmesi beklenen bir sonraki
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, her alanda yaşanan değişimlerin hızı, belki de tarihin hiçbir döneminde görülmediği kadar yüksek. Söz konusu değişimler, beraberinde büyük riskleri ve sınır aşan sorunları getiriyor. Toplum
Bugün hâlâ etkisini hissettiren ortodoks (pozitivist) bilim anlayışı, öncelikle Hume ve Kant’ın, daha sonra da semantik gelenek olarak anılan ve dili felsefî faaliyetin merkezine yerleştiren bir grup düşünürün, metafiziksel olanı
Alman felsefeci Immanuel Kant’ın 1788 yılında yayımladığı Kritik der Praktischen Vernunft (İkinci Kritik) kritik projesi kapsamında yazdığı üç temel eserden ikincisidir. Bu proje kapsamında Kant, Birinci Kritik olarak da anılan
1. Fiil, etrafında olup bitene irâdî olarak/bilerek ve farkında olarak müdahale etmek veya etmemektir. Olup
Sonra, Peygamber olan bu şahıs, benzerinin varlığı her vakitte yinelenenlerden değildir. Çünkü onun gibisinin yetkinliğini
Sonra, Peygamber olan bu şahıs, benzerinin varlığı her vakitte yinelenenlerden değildir. Çünkü onun gibisinin yetkinliğini
Amelin fert ve toplum açısından mahiyeti İslam tarihinin kadim tartışmalarındandır. İslam düşüncesinde ana mezhep ve
Günümüzde insanın evrendeki konumu ve fâilliğiyle ilgili felsefî tartışmalarda iki tema öne çıkmaktadır: İnsanın makineyle
Copyright © 2023 Teklif Dergisi | Tüm hakları saklıdır.