Felsefe Tarihi ve Özgünlük Sorunu
Birbirini tekrar eden çalışmaların sayısından şikayet eden ve entelektüel özgünlüğü savunan söylem giderek yaygınlaşmaktadır. Bazılarına göre düşünce tarihi çalışmaları kesinlikle vazgeçilmezdir, ancak yetersizdir; zira özellikle çok çalışılmış eserler söz konusu olduğunda bazen bunlar fazla betimleyici olabilmektedir. Diğerlerine göre ise özgünlük, geçmiş düşüncelerin incelenmesinden radikal bir kopuş gerektirir. Yeni fikirler keşfetmek için mutlaka yeni yazarların incelenmesi […]
Dinî Söylemde Tarih
Din ile tarih arasında karşılıklı bir ilişki dikkati çeker. Tarih, bir yandan tarihi, dinî tecrübenin gerçekleştiği, yaşandığı, kutsalın kendisini ifade ederek tezahür ettiği bir süreç olarak ön plana çıkarken bir yandan da dinin hakikat mesajının kendisine kazandırdığı anlamla kutsallaşır. Bu doğrultuda üstün güç tasavvuruyla birlikte dinî tecrübenin temelinde yer alan kutsal, hem tarihte tezahür eden […]
Tarih ve Temeddünü Nübüvvetin Delili Olarak Okumak İlerlemeci Tarih Anlayışına Farklı Bir Bakış
“İnsan ölümlüdür önermesi peygamberce bildirilince öğrenilir.” —İmam Mâtürîdî “Bir’i bir bilir.” —Sadreddin Konevî Temeddün, Şehir, Tarih ve Peygamber Şehir ile insan bilhassa da Peygamber ilişkisi hiçbir yerde büyük metafizikçi Sadreddin Konevî’nin bir rüyasında dile getirdiği cümleler kadar etkili bir şekilde anlatılmış olamaz. Onun anlattığı ilişki bir şehrin yıkılışı ile Hz. Peygamber’in ölümü arasında […]
İnsanlık Tarihini Peygamberler Tarihi Olarak Tasavvur Etmek
Kur’ân–ı Kerîm’de tarih tasavvuru, insan(lığ)ın nasıl var olduğu, ne hâlde olduğu ve gelecekte nerede olacağı şeklinde üç tarihi hal üzerinden açıklanmıştır. İnsanlık için bu üç tarihi hal, “Nereden geldik?”, “Neredeyiz?” ve “Nereye gidiyoruz?” sorularına verilen cevaplar etrafında izah edilmiştir. Kur’ân–ı Kerîm bunlardan birincisine yaratılış (Hz. Âdem’in ve Hz. Havva’nın cennette yaratılışı), ikincisine yakın tarih (dünya […]
Seçilenlerin Tarihi Sömürülenlerin Antropolojisi
“Ademle Havva’nın Cennet’te öncesiz sonrasızcamışcasına mutlu bir hayatı yaşadıkları zaman gibiydi hayatımız Batının soluğu bize gelmeden önce. Bu soluk bize ne zaman geldi? Bu soluk geldiği için mi değişmeye başladı yüzümüz? Bozuldu ve bir maskeye dönüştü. Dağlarda bilinmeyen bir bitkiyi yiyip de ondan gizli ve sürekli zehirlenmeyle yüzünün biçimini ve yaşamasının anlamını yitiren bir varlığa […]
Dünya Tarihi Ne İşe Yarar?
Dünya tarihini kim yazar, neden yazar veya dünya tarihi yazmak ne işe yarar? Dünya tarihi okuyan bir kişi ne tür bilgilere ulaşır?.. Bu soruları çoğaltabiliriz. Ancak en önemli soru, bir dünya tarihi metninin herhangi bir tarih metninden ne tür farklılıkları olduğuyla ilgilidir. Yani bir okur dünya tarihinden nasıl faydalanabilir veya o metin kişinin ne işine […]
Tarihsel Değişim Tarihselciliğe Düşmeden Nasıl Anlamlandırılabilir?
“Değişmeyen tek şey değişimdir” mottosunun hemen her ortamda bir dirençle karşılaşmaksızın rahatça ifade edilebildiği tarihsel bir dönemde Müslüman olmak, naslara dayalı, bu itibarla da değişmeyen bazı hükümleri hayatın merkezine yerleştirmekle kâimdir. Dolayısıyla toplumsal değişim nasıl bir seyir izlerse izlesin Müslümanlar her yerde ve her zamanda uymakla mükellef oldukları bazı hükümler bulunduğu fikri üzerinden kendilerini var […]
Teselli ve Hayıflanmanın Ötesinde Tarihsel İdrâk ve Tahkik
Şimdi, biraz önce ile biraz sonranın birleştiği yerde varlık kazanır ve kesintisiz bir akış içerisinde olmuş ile olacağı birleştirir. Dolayısıyla şimdi, olmuş olanın izlerini ve geleceğe doğru yönelen sürgünlerini taşıyan daimî bir imkân alanıdır. Geçmişin olup bitmiş, geçip gitmiş bir tarafı bulunduğu elbette inkâr edilemez, fakat bu tarafını aşacak bir şekilde geçmişin bugüne uzandığı ve […]
Tarih Sorunu
Sorun: Tarih, genellikle iki ayrı mânâda kullanılır. İlk mânâsıyla tarih, geçmişte olmuş bitmiş tüm hadiseleri ifade ederken; ikinci mânâsıyla bu hadiselerden insanı ilgilendirenler arasında anlatılmaya değer görülenlerin belirli bir düzen içinde kaydedilmesidir. Bunlara ek olarak bu kaydetmenin yöntemini oluşturmayı, ortaya çıkmış olan anlatıların keyfiyetini keşfetmeyi ve yeni yetişen nesillere belirli bir düzen içinde öğretmeyi ifade […]
Tarihi Sessize Almak Tarihsel Bilginin Yöntemi ve Tarih–yazım Koşulları Üzerine
Tarihsel bir olayın tam bir tarifi yoktur. Bir olayın tam tarifinin olabilmesi için onun efrâdını câmi ağyârını mâni bir tarih–yazımla, başka bir ifadeyle tarihsel bir olayın “olay” olarak tahakkuk etmesinde şu ya da bu ölçüde etki payına sahip tüm ilişkileri içeren bir perspektifle tanımlanması gerekirdi ki bu da pek mümkün değildir. Çünkü “ilişki”lerden oluşan doğası […]