Hukuk Neyle Mükellef?
Günümüzün hâkim hukuk paradigması, hukukun en temel fonksiyonunun toplumsal düzeni sağlamak ve sürdürmek olduğunu benimsemektedir. Yani hukuk bireysel tekâmülü veya daha iyi, daha medenî bir toplumu gâye edinmez. Hukukun toplumsal düzeni sağlamada üç temel boyutu vardır: kural koyma, uygulama ve yargılama. Bu üç boyutun her birinin kendine özgü işleyişi ile ilke ve esasları bulunur. Genel, […]
Debûsî’nin Teklif Teorisi’nin Temel Unsurları Vahiy-Akıl, Ehliyet ve Sebep
İslâm hukuk ve ahlâk teorisinde yükümlülüğün kaynağını ve tanımlanmasını izleyebileceğimiz kanallardan biri belki de en önemlisi fıkıh usûlü ilmidir. Fıkıh kurallar ilmi olup kurala şer‘î hüküm denir. Fıkıh usûlü esasen kurala yani hükme ulaşma yolunu teorik çerçevede konu etse de hüküm kavramının kendisini de analiz eder. Hüküm “Mükellefin fiiline ilişkin Allah Teâlâ’nın isteme, serbest bırakma […]
Çeşitlilik Temelinde Üniversite Sistemini Yapılandırmak ve Geleceğe Hazırlamak
Giriş Türkiye’de üniversite hem beklentinin hem de eleştirinin en fazla olduğu ve ismi sıkça sorunlarla anılan bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. 1933 yılında Darülfünun’un İstanbul Üniversitesi’ne dönüştürülmesi ile başlayan reform sürecini daha sonra yapılan yasal düzenlemeler izlemiştir. 12 Eylül darbesi gölgesinde 1982 yılında çıkarılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu bütüncül ve sistematik değişikliğe uğramadan hala varlığını […]
Üniversite Ne ile Mükellef? Mektepten Memlekete Dönüşün Zamanı Geldi mi?
1. Üniversite, ait olduğu toplumun kendine ilişkin şuurunu temsil eder. Türkiye’de üniversite mevcut haliyle kurulurken, bir cihetten böyle bir şuuru/yönelişi temsil ediyordu: Garp medeniyetini üstlenmeye yönelmiş, medenî milletler arasında yer almaya niyetlenmiş olan Türkiye’nin, toplumu garp medeniyetinin başarıları ile tanıştırarak, modern dünyada, medenî bir şekilde yaşamayı öğretmek, üniversitenin vazifesi olarak belirlenmişti. Bu vazife, verili şartlarda […]
Siyaset ve İyi Yaşam
Siyaseti iyi fikrinden bağımsız düşünmek zordur. Bireysel hakların hukukî–kurumsal korunması, sosyal biraradalığın imkân ve gereklerinin âdil düzenlenmesi, toplumsal çatışma ve ayrışmaların yönetimi, kamusal yaşam etkinliği, meşru otoritenin güvenlik ve düzen tesisi, toplumsal değerlerin gerçekleştirilmesi gibi günümüzdeki farklı siyaset kavramsallaştırmaları, kendilerine özgü bir şekilde, insan için iyi yaşamın ne olduğuna ve nasıl gerçekleşebileceğine dair bir dizi […]
Siyaset ve Sorumluluk
Sorumluluk ahlâkî bir kavramdır. Bu kavramın siyasetle bağını tartışabilmek için, onun “moralpolitik” dünyadaki karşılığını ele almak gerekir. Siyaset Bilimi derslerinde, “Kurucu Baba” olarak anlatılan Aristoteles, siyaseti, özgür (köle olmayan–erkek) insanın, evinin dışına doğru adım attığı yerde başlatır. Bu adım çok belirleyicidir. Bu adımın atılmasıyla, polis’in “özgür” erkeği, âdeta bir âlemden yek diğerine geçiş yapmıştır. Geride […]
Aydın Neyle Mükellef?
Aydın çoğu zaman bilme biçimlerindeki ayırt edici pozisyonlarıyla genel toplumdan ayrı bir yerde tutulmayı, ele alınmayı ve değerlendirilmeyi hak eder. Tarihsel yükleri, güncel temsilleri ve bildik dünyadaki özellikli yanları onları her zaman el üstünde tutulmaya zorlar. Öte yandan aydınlar sahip oldukları rol ve statüleriyle birbirlerinden net bir şekilde ayrılsalar da bu onun belli başlı mükellefiyetleriyle […]
Âlimlerin Mükellefiyeti Nedir?
Bir hadiste “Âlimler, nebilerin varisleridir” denir. Bu hadis, İslam ilimler geleneğinde âlimlerin tarihteki ve günümüzdeki sorumluluğunu oldukça özlü bir şekilde ifade eder. Zira Teftâzânî’nin Şerhu’l–Makâsıd’ın başında söylediği gibi İslam medeniyetinde ilimler, Kurân ve Sünnet ile yaşanan hayat arasındaki irtibatı tesis etmek üzere inşa edilmiştir. Teftâzânî hususen şer’î ilimlerin inşası için bu tespiti yapar ama aynı tespit, […]
Mesuliyet ve Güzellik Arasında Mimarlık
Mesuliyet/sorumluluk, Türkiye’de üzerinde en fazla durulan fakat üzerine gerçek bir üretimin neredeyse yapılamadığı bir kavramdır. Kendisini “ne yapmalı?” sorusunun ardına gizler. Konuşmanın düzlemini hep öteki için yapılan planların konuşulduğu bir mahale evirir. “Gerçek” bir soru ya da sorun olmaktan ziyade bitimsiz şikayetlerin de temelini oluşturur. Başka bir ifadeyle, daimî gecikmişlik söyleminin zeminidir. Gecikmişlik, bir tür […]
Tarkovsky’nin Mükellefiyeti Stalker
“Ne olursa olsun bir meta olarak tüketilmek istenmeyen her türlü sanatın amacı, hiç şüphesiz kendine ve çevresine, hayatın ve insan varlığının amacını açıklamak, yani insanoğlunun gezegenimizdeki varoluş nedenini ve amacını göstermek olmalıdır. Hatta belki de hiç açıklamaya bile kalkmadan onları bu soruyla karşı karşıya bırakmalıdır.” —Mühürlenmiş Zaman, Andrei Tarkovsky Film sanatı, fotoğraf sonrasındaki teknik doğuşunda, kendinde […]