Seküler Dindarlık ve Mütedeyyin Sekülerleşmesi

Sekülerleşmenin Doğasında Dinsellik Seküler dindarlık kavramı, karşıt anlamlar taşıyan iki sözcüğün ürettiği bir çelişki daha doğrusu bir oksimoron gibi görünmektedir. Teoride esasen her iki kavram diğerinin yokluğu, zıddı veya ötekisi olmak üzere varlık bulmuştur. Ancak geç-modernlikte kutsal ile sekülerin öyle karmaşık ve eklektik görünümleri ortaya çıktı ki, bir oksimoron, bu durumları açıklamanın belki de en […]

Dinin Sanallıkla İmtihanı Layk(Like)laşmaktan Lakaytlaşmaya Yeni Bir Dindarlaşma Temayülü

Teknik veya teknolojinin insan hayatına dâhil olmasıyla birlikte insanın hayat tasavvuru ve tecrübesi farklılaşmıştır. Tarım, sanayi ve teknoloji düzleminde farklılaşan aletler veya araçlar, insanların hem düşünme hem de hayat biçimini etkilemiştir. Nitekim ilk tarım aletleri olan saban ve öğütme taşı gibi aletler, hayat tasavvurunu ve hayat tarzını değiştirmiştir. Topraktan ürün alınıp işlenmesi, insanın yerleşmesini sağlamış; […]

Estetize Edilmiş Din, Hayat ve Yeni Bir Tedeyyün Biçimi

Teklif dergisinin 10. sayısında modern sanatın estetize edilerek öncelikle bir manevî bilim, sonrasında bir metafizik haline getirilerek dinin yerine ikame edilme çabasını, diğer deyişle tinselleşme sürecine giden yolu, ele almıştım. Bu kez bu yazının devamı olarak din yerine ikame edilen modern sanatın kendine özgü amelî bağlamını nasıl oluşturduğuna, söz konusu amelî etkinliklerin bir dinî eylem […]

Din Yorgunluğu

Sadece Türkiye özelinde olmaksızın genel olarak dünya ölçeğinde de dinin gidişatına ilişkin sıkı bir eleştirel takibat, varlığını ağır bir şekilde hissettiriyor. Dinin hemen her hâli üzerine bir şeyler söyleniyor. Öyle ki bundan din temelli itikat da amel de ahlâk da nasibini almakta gecikmiyor. İnsan eliyle şekillendirilen belli başlı dinî olgu ve temsillerle din arasındaki eşleştirmeler, […]

Müslümanlar Yeniden Düşünmeye Nereden Başlamalı?

Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, her alanda yaşanan değişimlerin hızı, belki de tarihin hiçbir döneminde görülmediği kadar yüksek. Söz konusu değişimler, beraberinde büyük riskleri ve sınır aşan sorunları getiriyor. Toplum artık bazılarına göre bir risk toplumu ve insanlığın bekasını bu risklere nasıl tepki verdikleri belirliyor. Sürekli yeni teknolojiler hayatımıza giriyor, beraberlerinde yeni yaşam biçimlerini ve […]

Din, Tedeyyün ve Temeddün

1. Giriş Din ile tedeyyün arasındaki mahiyet ve tezahür farklılıkları artıp yeni yeni tedeyyün ve temeddün biçimleri meydana çıktıkça; haklı haksız, doğru yanlış pek çok değerlendirme içeren bir  “tedeyyün eleştirisi edebiyatı” ortaya çıkmıştır. Bu edebiyatın usûl ve tutarlılık açısından taşıdığı iki kusura hatta iki haksızlığa işaret etmek gerekir: Birincisi, dindarlık adına yapılan hataların ve yanlış […]

Tedeyyün ve Temeddün

1.1 Allah, insanı terk etmemiştir. Allah’ın rahman ve rahim olması, bunu ifade eder. Allah, Müslüman olsun veya olmasın, insanları terk etmemiştir; onlara hep yakındır ve en yakındır. Allah’ın insanları terk etmemesinin bir tarafı, bedeniyle alakalıdır. İnsan, bedeni üzerinden/olduğu için fizikî âlemin bir parçası/devamıdır. Fizikî âlem için geçerli olan her şey, insan bedeni için de geçerlidir. […]

Tekevvün, Temeddün, Tedeyyün, Tefessüh ve Teellüh: Eşref ile Esfel Arasında İnsan-olmak, İnsan-kalmak

Aslî fâilin ol-emri (kun) var-kılma etkinliğini başlatır (fe-yekûn) ve Evren (Kevn) oluşmaya başlar (tekevvun). Beşer, bu oluşun yani tekevvünün bir uzantısıdır. Ancak beşer, en nihayetinde, bu yazıda ele alınmayacak pek çok nedenle, varlığını devam ettirmek için Teklif dergisinin bir sonraki sayısında ayrıntılı ele alınacak temeddün aşamasına geçer. Temeddün, beşerin hem fert hem de tür olarak […]

Kulluk, Mükellefiyet ve İlâhî Rıza Ekseninde İslam Tedeyyünü

İnsan, kısa yaşamı içerisinde sıklıkla kendisine şu soruyu sorar: Bana biçilen ömür süresini nasıl kullanmam gerekir? Bu soru, beraberinde varlık sorusu olarak tâbir edebileceğimiz yeni soruları getirir: “Nereden geldim?”,  “Ne­redeyim?”,  “Ben kimim?”,  “Nereye gidiyorum?”,  “Burada benden ne yapmam bekleniyor?”. Din, esasen bu sorulara verilmiş bütüncül bir cevabı ifade eder ve üç temel boyuttan oluşur: İnanç, […]

İslam’ın Klasik ve Modern Dönemlerinde Tedeyyün Meselesi

“Allah işine galiptir ama insanların çoğu bunu bilmez.”(Yusuf 12/111)   İslam dini, nazarî ve amelî olmak üzere iki temel boyuta sahiptir. Temel inanç esasları, nazarî boyutu oluştururken; bu inançların gereği olarak ortaya çıkan yaşam pratikleri, amelî boyutu oluşturur. Bu iki boyut, Hz. Peygamber’in hakikat bilgisine ve bu bilginin gereği olan uygulamalarına tekabül eder. Dolayısıyla İslam […]