İmâm Mâtürîdî’de İnsan Özgürlüğünün Temel Unsurları: İrade, Kudret ve Kesb

1. İnsanın fiillerinin nispet edilmesi gereken özne Allah mıdır insanın kendisi midir? Bu, kelâm tarihinin başlangıcına kadar geri götürülebilecek olan insanın özgürlüğü tartışmasının temel sorusudur. Erken dönemden itibaren kelâmcılar bu soruya çeşitli cevaplar vermişler ve cevapları doğrultusunda gruplara ayrılmışlardır. Öyle ki iki uç görüşü temsil eden Cebriyye ile Kaderiyye doğrudan bu soruya verdikleri cevaptan isimlerini […]

İnsan Olmanın Hafifliğine Ermek: Özgürlük

Genel olarak düşünce tarihinin en çetin meselelerinden biridir özgürlük. Bir yandan irademiz olduğunu ve bir kısım davranışlarımızı kendi irademizle tercih ettiğimizi hiçbir uyarıcıya ihtiyaç duymadan biliriz, diğer yandan da irademizi yönlendirilen âmillere baktığımızda bize ait iradenin olup olmadığından kuşkuya düşebiliriz. İrademizin varlığını sorunlu hale getiren muhtelif âmiller, insanlığın bilinen tarihinde çeşitli dönemlerin tefekkürüne damga vuracak […]

Liberal Özgürlük ve Eleştirileri

Özgürlük, liberal düşüncenin merkezî kavramlarından biri. Liberal düşünürler için devletin temel amacı bireylerin kendi hayatlarını diledikleri gibi yönlendirebildikleri, belirleyebildikleri bir yönetim kurmak ve bireyin tercihlerini kısıtlayan herhangi bir etkeni sınırlamak. Devletin, iyi hayatın ne olduğu konusunda nötr olması fikri de bu bağlamda liberalizm için temel bir fikir. Liberal nötrlüğü savunanlar için bireylerin hayatı başka insanların […]

Vesilecilik ve İnsan Özgürlüğü

Bektâşî sık sık “Her şey Allah’tan, her şey Allah’tan” diye mırıldanarak dolaşır dururmuş. Bektâşî yine böyle mırıldanarak dolaşmakta iken bir genç muziplik olsun diye sessizce yaklaşarak Bektâşî’nin ensesine okkalı bir şaplak atmış. Canı fena halde yanan Bektâşî’nin kızgınca dönüp kendisine ters ters baktığını görünce; “Ne öyle bakıyorsun baba erenler” demiş genç, “Hani her şey Allah’tandı?”, […]

Varoluşçu Özgürlük Fikrinin Eleştirisi

Kökleri 19. yüzyılda olmakla birlikte, bilhassa 20. yüzyılın ilk yarısına damgasını vuran varoluşçuluk, varlık karşısında oluşa, öz karşısında varoluşa, akıl ve düzen karşısında ise irrasyonel yönleriyle tebarüz eden yaşam ve hatta kaosa vurguyla ön plana çıkan bir düşünme ve eyleme pratiğine karşılık gelmektedir. Kierkegaard’ın, “Bilgi ile uğraşmaktan var olmayı unuttuk”, “Var olan birey kendine dönüşendir…” […]

Kend’öz’ün Geleceğe Yönelik Bir Eylemi Olarak Özgürlük

İnsanın özgürlük gibi kavramları kendine konu kılması kızgın bir demiri, sırf merak için eline alıp tutmasına benzer. Kızgın demiri kişi, ne kadar dayanıklı olursa olsun uzun bir süre elinde tutamazsa da bizatihi o an bir deneyim olarak önemlidir. Çünkü özgürlük gibi kavramlar, istidlâlî bir anlatı içinde açıklanmaya ve âşikâr kılınmaya çalışılsa da yine de bir […]

Keyif Bozucu Bir Özgürlük Yazısı

Özgür irade konusunu müzakere etmeye başladığımızda, kaçınılmaz bir şekilde onun varlığıyla ilgili bir soru gündeme gelir. Çünkü insan iradesini yönlendirme kabiliyetine sahip daha yukarı ya da aşağı etkenlerin varlığı söz konusu edildiğinde, insanın özgür iradesini ispat daima temel bir mesele haline dönüşür. İslam düşüncesi açısından bakıldığında, yaratan ve her şeyi bilen bir Tanrı’nın varlığı karşısında […]

Özgürlük Üzerine

Özgürlük kavramı, pratik aklın zorunluklu bir yasasıyla gerçekliği kanıtlandığı kadarıyla, şimdi saf aklın —hatta teorik aklın— sisteminde bütün yapının kilit taşını meydana getirir; sırf ideler olarak teorik akılda desteksiz kalan bütün öbür kavramlar (Tanrı ve ölümsüzlük kavramları) da, şimdi özgürlük kavramına bağlanır, onunla birlikte ve onun aracılığıyla dayanak bulur, nesnel gerçeklik kazanır, yani bunların olanaklılığı […]

İnsan Olmayı Hatırlamanın Estetiği: Özgürlük

I “Hafızayı beşer nisyan ile maluldür” derler. Bu söz, gerçek anlamına hafıza kavramı üzerine yapılacak tefekkürle kavuşur. Unutmak bir taraftan eksiklik iken diğer taraftan insan olmanın delilidir. Aynı şeyi hatırlamak içinde söyleyebiliriz. Platon’un düşüncesine başvurarak ifade edecek olursak, unutmak ve hatırlamak bir çeşit pharmakondur. İnsanı iyileştirir ama her iyileşmenin bedeli olduğunu düşünecek olursak aynı zamanda […]

el–Cebr ve’l–kader: Râzî’nin Somun Ekmekleri

Fahreddin er–Râzî’nin (ö. 606/1210) el–Metâlibü’l–âliye’si İslam metafiziğinin hasılasıdır. el–Metâlib mantık, varlığın hükümleri, Allah’ın varlığının ispatı ve sıfatları yanında, zaman–mekan, heyula–suret, kıdem–hudus, nübüvvet, nefs gibi konuları birer cilt genişliğinde ele alır. Eserin elimizdeki son cildi ise el–Cebr ve’l–kader adını taşır ve insanın özgürlüğü problemine odaklanır. Son cilt üç bölüm olarak planlanmıştır. Birinci bölüm fiillerin yaratılması, ikinci […]