Humboldt ve Batı Dünyasının Yeni Üniversite Modeli Olarak Berlin Üniversitesi
19. yüzyılın başlarında, Almanya’nın Fransız ordularının işgalinden kurtuluş mücadelesi vermeye çalıştığı şartlarda, Almanya’da aydınlar arasında Alman milletinin manevî varlığını muhafaza edecek, mevcut sorunlarla, sadece Almanları düşünerek değil, Almanya dışında yaşayan insanlara da hitap edebilecek bir cazibe merkezi olarak bir üniversite kurma fikri tartışılıyordu. Almanya’nın ve Almanların Fransız işgalinden kurtuluşunu ikmal eden ve sadece o gün mevcut […]
Yükseköğretimde Dönüşüm
1. Yükseköğretimin ve genel olarak eğitimin kendi başına varlığından söz etmekten ziyade bağlamı içerisinde ele almak, bir başka ifadeyle hangi medeniyetin dünyasında ve hangi toplumun şartları içerisinde var olduğundan, orada sahip olduğu anlamdan ve ne tür bir işlev gördüğünden bahsetmek daha uygundur. Bunun yanı sıra ne tür bir dünya görüşüne dayalı bir bilgi ve ilim […]
Üniversite Sorunu: Varlık, Bilgi, Bilim
1. Türkiye ve İslam dünyası bir buçuk asırlık bir süredir yaşadığı olağanüstü şartları aşarak normalleşmenin yollarını ararken, bu arayışta kendisine bilgiyle refakat edecek en önemli kurum/müessese üniversite olmak durumunda. Üniversite normalleşmeyi hem hazırlama hem planlama hem de icra sürecinde, sürecin hem başında hem yanı başında hem de son ucunda durmak zorundadır. Yakın bir zamana kadar […]
Tasnîf ile Tertîb Arasında: İrşâd, Miftâh ve Kevâkib
Eğitim yani terbiye bir toplumun, davranış manzumesini, öğretim yani talîm/tedrîs ise bilgi manzumesini –yaş aralıkları dikkate alınarak– mensuplarına aktarması anlamına gelir. Bu aktarımdan amaç, en derinde, o kültür ve medeniyetin süreklilik arzusudur. Bu süreklilik de ancak o kültürün birikimiyle hayatını süren ve ona göre tavır alabilen bireyler tarafından sağlanır. Bu nedenle eğitim ve öğretim ilkece, […]
Türkiye’de İlahiyatların ve İlahiyatçılığın Sorunları
19. yüzyılın başından itibaren Batı’da o zamana dek geliştirilmiş ve halen de gelişmeye devam eden yeni bilimin ve bu bilimi taşıyan kurumsal yapıların aktarılması, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte diğer alanlarda olduğu gibi yükseköğretim alanında da çok önemli sonuçlar doğurmuştur. İlk olarak askerî ve teknik alanda başlayan, ardından diğer alanlara sirayet eden kurumsal dönüşümler, klasik dönemde yüksek […]
Akademisyen: Bir Yer Bildirimi
Akademisyen ifadesi modern bilgi dünyasının en itibarlı kavramları arasında yer alır. Yeni bir tarihselliğin ürünü olarak akademisyenin varlık beyanı onu modern dünyanın aktüel bir parçası olarak değerlendirmemize fırsat verir. İnsanlığın bilgiyle kurduğu irtibatı kadim bir geçmişe sahip olsa da akademisyenin bu şecereyle ilişkilendirilmesi pek de kolay olmamıştır. Bu bağlamda o, geleneksel statüleriyle geçmişten bugüne süreklilik […]
Yükseköğretimde Nitelik Arayışına Dair Bazı Teklifler
Zaruri bir Tanzimat tasavvuru olan Batılı tarz yükseköğretim, inişli çıkışlı engebeli yolunda farklı kanatlardan yediği darbelerle modern devletin terbiye edilmiş has/operasyonel bir kurumu (evladı) olarak varlığını sürdürmektedir. Darülfünûn’un devlete “münevver bendegân yetiştirmek” gayesiyle, 1845’te planlanmasından, 1863’te büyük heyecan içinde halka açık ilk popüler derslerin verilmesiyle başlayan süreci ve ardı sıra yaşanan talihsiz gelişmeler, bir bakıma […]
Akademi Dışında Alternatif Akademinin Muhasebesi
Türkiye’de üniversite, modernleşmenin önemli taşıyıcılarından biri olarak kabul edilebilir. On dokuzuncu yüzyılda kurulan yüksekokullar, Türkiye’nin değişimine yön veren kadroları yetiştirdiler. Bu okullardan mezun olanlar Osmanlı’dan Cumhuriyet’e doğru devam eden süreklilikte aktör olmuş insanlardı. Uzun yıllar bu okullardan mezun olan insanların çok nitelikli eğitim aldıkları ve kendilerini iyi yetiştirdikleri vurgulanmıştır. Sadece yüksekokullardan değil, rüştiye ve idadilerden […]
Eğitim ve Öğretim: İnsan Olmak ve İnsan Kalmak İçin
İnsan, tabiatın üzerinde kurulu hayatın içine doğar ama tarihte yaşar. Bu nedenle bio–psişik bir var–olandır; bio, maddî; psişik ise manevî yönüne delalet eder; her iki yön, arada bir tire (–) olmaksızın yani biopsişik olacak şekilde tarihte kaynaşır. Bu yapısı nedeniyle insan, yaşamını hem maddî hem de manevî, her iki yönünü koruyacak, gerçekleştirecek, geliştirecek ve tamamlayacak […]
Üniversitelerin Tarihine Dair Bir Başvuru Eseri: The Rise of Universities
ABD’nin önde gelen Orta Çağ tarihçilerinden birisi olan Charles Homer Haskins, pek kullanmadığı ikinci ismiyle müsemma sayılabilecek, tarih çalışmalarına adanmış bir akademik kariyerin sahibidir. 1870’de Pensilvanya’da doğan Haskins, John Hopkins Üniversitesi’nden 16 yaşında mezun olur, eğitimine Berlin ve Paris gibi Avrupa’nın iki önemli şehrinde devam ettikten sonra, henüz 20 yaşına gelmeden John Hopkins Ünviversitesi’ne dönerek […]