“1933’te neler oldu?”
“Hitler hadisesi neticesinde –bu ecnebi zat [H. Reichenbach] 1933’te … üniversiteden çıkarılan muhterem Türk mütefekkiri A. Naim’in yerine geçmek üzere– İstanbul’a gelerek, keza nasılsa ele geçirdiği bir selahiyet ile yegane bir Türk üniversitesinin yegane Edebiyat Fakültesi’nde böyle bir ihraç ameliyesine keyfî ve şahsî olarak tevessül etmesi ve bunu ilmî felsefe namına yapması garip ve acayip […]
Üniversite, Zihinsel Parçalanma ve Lakaytlık
Bugün özel olarak Türkiye’deki, genel olarak İslam dünyasındaki yükseköğretim kurumlarında üretilen bilgi birikiminin İslam düşünce geleneğinin mi yoksa Batı düşünce geleneğinin mi bir devamı olduğu sorusu, Müslümanlar için hayati bir sorudur. Bu soruyu tahfif edici bir göz, bilimsel bilginin evrenselliğinden ve objektifliğinden söz ederek bilgi üretimini bir gelenekle ilişkilendirmeyi bizzat bilimsel bilgi nosyonuna aykırı bulabilir. […]
Fakültelerin Çatışması
Akla göre (yani nesnel olarak), hükûmetin (insanları etkileme) amacına ulaşmak için kullanabileceği özendirme tedbirleri arasında aşağıdaki düzen/sıra mevcuttur: Önce her birinin ebedî refahı, ardından toplumun bir üyesi olarak medenî refahı ve son olarak da fiziksel refahı (uzun bir yaşam ve sağlık) gelir. Bunlardan ilki hakkında halka açık öğretilerle, hükûmet tebaasının en içteki düşüncelerini açığa çıkarmak […]
Yapay Zekâ Zehravî’yi Bilir mi?
I. Günümüzde neden psikolojinin ya da psikiyatrinin tarihsel kökenlerini 1205’te yapılan, Gevher Nesibe Darüşşifası ve Tıp Merkezi’ne dayandır(a)mıyoruz? Ya da uzay bilim çalışmalarını Kutbuddin eş–Şirazi’den (1236–1311) başlayarak gerçekleştir(e)miyoruz? Sosyal bilim müfredatımızı Fârâbî, İbn Haldun gibi düşünürlerle, tıp geleneğimizi Ebul Kasım ez–Zehravî (930–1013) ile, antropoloji ve tarih çalışmalarını Bîrûnî (973–1048) ile birlikte oluşturamıyoruz? Bu türden sorunları […]
Okulsuz Toplum’dan Homo Academicus’a Akademi Üzerine
Genelde eğitim kurumları özelde ise üniversiteyle ilgili tartışmalar insanın olduğu yerde öncelikli ve canlı olarak devam eder. Çünkü ne adına ve niçin eğitildiğiniz neliğinizi ve kimliğinizi tayin eder. Bizim üniversite öğrencisi olduğumuz yıllarda (1980’ler) modern okulların mütedeyyin insanları nasıl dönüştürdüğü, bozduğu ve kendine yabancılaştırdığı konuşulur, modern okullara ihtiyatla yaklaşılır, geçici bir çıkış olarak da imam–hatip […]
Bir “Süper Kurul” olarak YÖK
12 Eylül 1980 askerî darbesinden yaklaşık bir yıl sonra ve askerî yönetim devam ederken, 6 Kasım 1981’de 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bu yasada öngörülen Yükseköğretim Kurulu (YÖK), çıkarıldığı olağanüstü dönemin anayasasında (1982 Anayasası) da yerini bulmuştur. Çıkarıldığı günden itibaren çokça eleştirilen Yükseköğretim Kanunu’yla kurulan YÖK, oldukça geniş bir çerçevede tanımlanmış ve yetkilendirilmiştir: “Yükseköğretim […]
İdeal ve Gerçek Arasında Üniversite
Modern araştırma üniversitesinin ortaya çıkışında Alman idealist düşünürlerinin ayrıcalıklı bir yeri bulunur. 18. yüzyılda orta zamanların kalın örtüsünü hâlâ üzerinde taşıyan üniversiteler bir gelecek vadetmekten uzak görünüyordu ve yaygın bir eleştiri konusuydu. Akademilerde, müzelerde, özel laboratuvarlarda, botanik bahçelerinde, rasathanelerde bir başka deyişle üniversite dışında temsil edilen bilimler ile modern felsefenin hangi kurumsal çerçevenin içinde devam […]
Günümüzde üniversite tek bir soru etrafında bir araya getirilebilse bu soru ne olmalı?
Tarihsel olarak üniversite, akademik ilgilere sahip kişilerin bir araya gelerek teşkil ettikleri bir oluşum. Biraz loncaları andırdığı söylenebilir. Girebilmenin ve ayrılabilmenin, kabul görmenin ve yükselebilmenin şartları yine katılımcılar tarafından belirleniyor. Bir üretim ve insan yetiştirme faaliyeti söz konusu. Zaman içerisinde üniversitelerin örgütlenme biçimleri ve amaçları değişiklikler gösteriyor. Günümüzde üniversite genellikle üç işlevle mükellef kabul ediliyor: […]
Açık Oturum: Üniversite
İhsan Fazlıoğlu: Tahsin hocam seninle başlayalım uygun görürsen. Bu konuyu öne almamızı sen talep ettin çünkü… Tahsin Görgün: Bismillahirrahmanirrahim. Genellikle biz sorunları tartışırken daha genel bir perspektifte müzakere ediyorduk ama bu sefer sanki Türkiye’deki durumu dikkate alıp üniversitenin durumunu müzakere ederek Türkiye üzerinden genel anlamda üniversiteyi konuşmamız daha isabetli olacak gibi. Öncelikle bir hususu işaret […]
Açık Oturum: Üniversite
İhsan Fazlıoğlu: Tahsin hocam seninle başlayalım uygun görürsen. Bu konuyu öne almamızı sen talep ettin çünkü… Tahsin Görgün: Bismillahirrahmanirrahim. Genellikle biz sorunları tartışırken daha genel bir perspektifte müzakere ediyorduk ama bu sefer sanki Türkiye’deki durumu dikkate alıp üniversitenin durumunu müzakere ederek Türkiye üzerinden genel anlamda üniversiteyi konuşmamız daha isabetli olacak gibi. Öncelikle bir hususu işaret […]