İlksel Teklif Sorumluluğun ve Özgürlüğün İmkânı

Özkan Gözel

Özkan Gözel



Her ne olduysa özneler olarak kendimizi yeryüzüne konulmuş bulduk. Hakikatte, yeryüzüne konulmuşluk, var olmanın yükünü üstelik ihtiyârımız haricinde omuzlarımızda buluvermek anlamına geliyor. Bu yük, sırf mihnet olarak çekeceğimiz bir şey mi, yoksa nihayetinde taşımaktan memnuniyet duyacağımız bir şey mi? Esef mi etmeliyiz buna, yoksa şükran mı duymalıyız? Cevapta acele etmeyelim. Bilelim ki bu sorular esasen toptan ve teorik olarak değil de, münferiden ve var olma çabamız içinden, üstelik tematik olmayan bir yolla cevaplandırılabilecek sorular. Dahası, ömür defteri henüz açık! Çoktan olmuş–olan sanki şöyle oldu: Var olma bize sunulmuş bir teklifti de biz onu önünü sonunu pek de düşünmeden yani cehaletle ve/veya aceleyle kabullenivermiştik; ancak neden sonra ve gecikmiş bir bilinçle, hâkezâ kendimize geldiğimiz ölçüde anlıyorduk —eğer ki anlıyorsak— bu teklifin ciddiyet ve ağırlığını! Bilinç doğası gereği gecikiyor ve anladığını hep neden sonra anlıyor. Hem biz hayatımızın safhalarını da ekseriya geriye dönük olarak yani olaylar esnasında değil de daha ziyade onlar olup–bittikten sonra anlayıp–anlamlandırıyor değil miyiz?




Makalenin devamını okumak için Abone Olun