Kadı (Ebû Zeyd ed–Debûsî) —Allah ona rahmet etsin—şöyle dedi: İnsanın, bazı hakların üzerine vâcip olmasına elverişli olarak yaratıldığı konusunda ihtilaf yoktur. Çünkü insan zimmet sebebiyle kendisine sorumluluk yüklenmesine ehildir. Zira vücûbun mevkii zimmettir. “Onun zimmetinde şu sabit oldu” denilir ve bir şeyin vâcip oluşu zimmetten başka bir şeye nispet edilmez. İnsan, zimmeti var olarak yaratılır. Sözlükte zimmet, anlaşma (ahit) anlamına gelir. Allah Teâlâ insanı emanetini üstlenmesi için yarattığında, ona akıl ve zimmet nimetlerini bahşetti. Böylece insan üzerinde hak ve sorumlulukların sabit olmasına elverişli hale geldi. Haklarını üstlenebilmesi için kendisine ismet, hürriyet, mülkiyet hakları verilirken, bir yandan da Allah haklarının sorumluluğu —ki Allah bu hakları emanet olarak isimlendirmiştir— kendisine yüklendi. Bu, bizim kâfirlerle anlaşma yapıp onlara zimmet verdiğimizde onlar için dünyevî hükümler açısından Müslümanların hak ve mükellefiyetlerinin sabit olması gibidir.