Geleneksel dünya ahlâklı olmayı, insanın iyi olma zorunluluğunu fark etmesi ve bunu eylemle ifade etmeyi tercih etmesi olarak tarif ederken, sadece düşünen bireyin aklı biricikleştirmesini değil aynı zamanda metafiziğin ahlâk alanında açığa çıkarılmasını amaçlamıştır. Ancak modern dünyada ahlâkın metafizikle ilişkisini kaybetmesiyle hem ahlâklı olmanın tanımı hem de onun temellendirilişi köklü değişime uğramıştır. Bu durumu ahlâkın inandırıcı olmayan ama devam ettirilmesi gereken boyutunun devreye sokulması ya da modern dönemde bireyin belli ahlâkî davranışlarını sosyal düzenin beklentilerini karşılayacak şekilde kurgulanması olarak okuyabiliriz.