Çağdaş Bilim Klasik Metafizikten Doğabilir miydi?

Baha Zafer

Baha Zafer



Kant felsefesinin temel yaklaşımına dayanan doğa düşüncesinin on dokuzuncu yüzyıl fiziği üzerinde etkisi, ilk olarak Immanuel Kant’ın Doğa Bilimlerinin Metafizik Temelleri’nde (1786) teşvik ettiği matematikselleşme sürecinde görülebilir. Eserin önsözünden itibaren kimyanın gerçek bir bilim ve genel fizik gibi kesinlik taşıyan bir bilim olabilmesi için doğa felsefesinin özel bir türü olma niteliğini kaybetmeden matematiksel giysilere bürünmesini şart koşmuştur. Kant’ın on dokuzuncu yüzyılda fizik üzerindeki ikinci etkisi, Doğa Bilimlerinin Metafizik Temelleri’nde Kant’ın dönemine ait Newton fiziği ile daha sonra geliştirilen ve dinamik karaktere sahip olan fizik bilimini birleştirme çabalarında görülebilir. Kant, maddedeki hareket (movement) ve gerilimin (tension) rolünü vurgulayarak, on dokuzuncu yüzyıl sonuna doğru fizikte enerji kavramının doğrulanmasının yolunu açmıştır. Tüm cisimlerin uzayın parçaları arasındaki Newton mekaniğine dayalı itme ve çekmenin dinamik etkileşimlerinden (esasen koherens ve nüfuz edilemezlik) oluştuğunu düşünmeyi önermişti. 1786 tarihli kitabının temel bölümleri foronomi (statik), mekanik, dinamik ve fenomenoloji şeklinde ilerlemektedir. Böylece önceki cevher temelli metafizik tarafından cisimlere atfedilen mutlak nüfuz edilemezlik ve yığınsallıktan (bulk) mahrum öz, önceki kuvvetler fiziğinde olduğu gibi yerel fiziksel eylem dizilerinden ziyade genel süreçleri ifade eden matematiksel yasalara indirgemiştir. Bu indirgeme, Kant’ın kendiliğin (Alm. Apperzeption) birliği üzerinden kurduğu fenomenlerin birliği sorununa temas ettiğimiz yeri işaret etmektedir. Deneysel verileri besleyen mekanik hareketler; kimyasal, optik, elektrik, manyetik ve ısı fenomenlerine atıfta bulunan farklı kuvvetleri tek bir fizik bilimine dönüştürmek için matematiği kullanarak kısmi birleşimlerini kabul etme eğiliminin ötesinde tek bir kavramla tüm fiziksel fenomenler tek başlık altında toplanabilir miydi? Kant sonrası arayışın hedefi, kendiliğin birliği üzerinden fenomenal alana yansıtılan birliğin fiziksel süreçleri de kapsayacak şekilde genişletilmesiydi. Bu hedef doğrultusunda enerji kavramı, önemli bir adım olarak görülebilir. Böylece çeşitli fenomenler altta yatan temelde1 değil, yalnızca matematiksel ve metodolojik öznenin birlik ilkesinin uzantısı altında fenomenal olarak birleştirildi. 

 




Makalenin devamını okumak için Abone Olun