Mükellefiyet, Ümmet ve Medeniyet

İbrahim Halil Üçer

İbrahim Halil Üçer



Son birkaç yüzyıl boyunca çok az kelime medeniyet kadar farklı kullanımlara, farklı anlamlara, hayranlık ve düşmanlık arasında gidip gelen farklı duygulara konu olmuştur. Bunun bir sebebi “medeniyet”in tarihsel süreç içerisinde farklı anlamları ifade eden eşadlı bir sözcük hüviyeti kazanması ve aynı sözcükle bazen birkaç farklı anlama işaret edilebilmesidir. Bu minvalde Mehmet Âkif için “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” mısraında yer alan medeniyet başka bir anlamı, "o fâzıl medeniyyet, o kemâl" mısraında ise başka bir anlamı  ifade eder. Sözcüğün böylesine farklı anlamları ifade edebilmesinin sebebi, “civilization” ibaresinin karşılığı olarak kullanılan “medeniyet”in, hem civilization ile hem de Avrupa dillerinde onu önceleyecek bir şekilde kullanılan ve genel olarak temeddün mânâsına gelen “police” kelimesi ile kastedilen şeye tek başına işaret eder hale gelmesidir. Bu minvalde şuna işaret etmek gerekir ki 18. yüzyılda police kelimesi ve ondan türeyen ifadeler, Avrupa’yı da içine alacak bir şekilde dünyanın farklı bölgelerindeki her türden temeddün tecrübesine işaret edecek şekilde kullanılır. Misalen Voltaire, Avrupa’dakine benzer bir biçimde Mezopotamya’da veya Asya’da ortaya çıkmış mütemeddin, yani şehirli halklardan bahseder; bunu yaparken ortak bir biçimde police kelimesinden türeyen ifadeleri kullanır. Genel olarak şehirleşme ve ona bağlı siyasî, iktisadî, toplumsal, bilimsel yapıların gelişimini anlatma hususunda police kelimesi ve türevlerinin ifade ettiği anlamı göstermek için o esnada ve daha önce farklı dillerde de benzer kelimeler kullanılmıştır. İslam dünyasında Fârâbî’den Kınalızâde’ye gelinceye değin temeddün kelimesinin ifade ettiği şey, police ve türevlerinin 18. yüzyılda Voltaire’de dahi ifade etmeye devam ettiği anlama aşağı yukarı yakındır. Temeddün ve police kelimelerinin insanların birbiriyle yardımlaşarak şehir türünden kompleks organizasyonlar meydana getirmesi anlamında kullanıldığı esnada, Avrupa dillerinde civilité kelimesi ve türevleri, daha tâli bir anlamı ifade etmek için kullanılıyordu: Nezaket, zarafet ve âdâb–ı muâşeret. Policé ve Arapçadaki mukabili mütemeddin kelimesinin ifade ettiği kompleks anlam dünyasına nispetle civilité daha çok ilişkilerdeki inceliği ifade etmek için kullanılan tâli bir kelime olduğu hâlde, onun civilization şeklinde formüle edilerek görkemli bir şekilde sahneye çıkışının arkasında açık bir sebep vardır: 19. yüzyılın başında Avrupalılar, önceki iki yüzyıl boyunca sergiledikleri siyasî, iktisadî, bilimsel başarılara bakıp bu başarıların tümünü ifade edecek ve Avrupa’yı başka toplumlardan ayırt ederek özelleştirecek, yani onu diğer temeddün tecrübelerinden ayırt ederek istisnaileştirerek, bir ad bulmak istediklerinde bunu civilization kelimesiyle ifade ettiler. 




Makalenin devamını okumak için Abone Olun