Usûlü’l–fıkıh ya da Türkçede daha çok bilinen formuyla fıkıh usûlü, İslâmî bilginin son vahiyle yani Kur’ân–Sünnetle irtibatını teorik ve metodolojik açıdan ele alan bir ilimdir. İslam ilim tasnifinde bu ilmin konumu malum olsa da onun Modern Batı merkezci bilim anlayışının hâkim olduğu bir bağlamda ve bilimler tasnifinde neye karşılık geldiğine ilişkin farklı yorumlar ve değerlendirmeler mevcuttur. Türkçeye 1970’lerden itibaren yapılan çevirilerde İslam hukuk felsefesi, İslam hukuk metodolojisi ve İslam hukuk ilminin esasları gibi adlandırmalar görmekteyiz. İngilizcede de benzer şekilde İslam hukuk teorisi ya da felsefesi, metodolojisi (legal theory, jurisprudence, methodology) çevirileri tercih edilmektedir.
Bu çevirilerde fıkhın hukuka indirgenmesi problemi öne çıktığı için genellikle fıkhın hukuktan daha öte bir mânâ taşıdığı hep vurgulanagelmiştir. Usûl kavramının çevirisi de buna bağlı olarak anlam kazanmaktadır. Fıkıh bir ilmî disiplin olduğu için onun bugünkü bilim tasnifinde karşılığının bulunması anlamını tespit açısından önem arz etmektedir. Kuşkusuz hukuk kavramını, devletle ilintili maddî müeyyidesi olan kurallar olarak tanımladığımızda fıkhı tam olarak yansıtamadığı açıktır. Bu fıkhın ibadetler ve helal–haramlar bölümlerini de içeriyor olması gerçeğiyle sınırlı bir gözlem değildir. Aksine ibadetler, haramlar–helaller gibi bugün hukukun sahasına dahil olmayan bölümler dışında da fıkıh, hukuktan daha geniş bir kapsama sahiptir. İnsanlar arası ya da insan–tabiat ve insan–diğer canlılar arası uyulması gereken davranış kuralları olmak bakımından hukukla aynı niteliğe sahip olsa da fıkıh, aynı zamanda devlet yaptırımı içermeyen kurallarla da ilgilenir. Fıkhın konusunu İslam âlimleri şer’e yani ilâhî kanuna konu olması açısından insanın davranışı (amel) olarak tanımlamışlardır. Kurala tabi olmak bakımından insan davranışı sadece hukuk değil, aynı zamanda etik disiplininin de konusudur. O hâlde fıkhı, iyi–kötü, doğru–yanlış nitelemeleri açsısından insan davranışının kanunlarını belirleyen bir ilim olarak tanımlayabiliriz. Sadece hukuk ya da sadece ibadet kuralları fıkha konu olmamaktadır; belki bununla birlikte tüm etik davranış gerektiren durumlara ilişkin normatif düzenlemeler de fıkhın konularından biridir. Bu durumda fıkıh ilmi, en geniş kapsamıyla davranış kodu ilmi olup insanın iyi–kötü, doğru–yanlış olarak nitelenebilecek her türlü davranışını konu etmektedir.