Bir Asabiyet Olarak Kapitalizm

İhsan Fazlıoğlu

İhsan Fazlıoğlu



Günümüzde bir çatı–kavram olarak kapitalizm, hem mefhûm hem de mısdâk olarak herkesin ve her kesimin üzerinde ittifak edebileceği ortak bir anlama sahip değildir. Ancak daha çok iktisadî odaklı bir içeriği muhtevî olduğu söylenebilir. Bu çerçevede, bileşenleri cihetinden, üretim araçlarının özel mülkiyeti, üretim tekniklerinin devamlı geliştirilmesi, araçlar ile tekniklerin birikimli kâr amaçlı işletilmesi, mamullerin geri–dönüşlü sürekli tüketim mekanizmalarının kurulması ve tüm bunların rekabetçi bir piyasa içinde yürütülmesi, sözde rekabetçi–serbest pazarda, tüm ilişkileri düzenleyen yasalar çerçevesinde devletin müdahalesi vb. olarak resmedilebilir. Üretim güçleri ile üretim ilişkilerinin belirlediği üretim biçimlerinin yönlendirdiği sistemin dengesi, dolayısıyla sürekliliğiyse rekabetçi–serbest pazarda mamullerin fiyatları ile dolaşımındaki rekabetin şiddetindeki oran, iktidar yani güç tarafından belirlenir. Hem kurucu unsurları hem ikincil bileşenleri hem unsurlar ile ikincil bileşenlerin farklı biçimlerdeki örgütlenmeleri, içinde iş gördükleri pazarların özgürlük dereceleri, bu özgürlüğe siyasetin müdahalesinin sınırları, tarihî gelişimi, ticârî, sanayi, vb. türleri, her türlü uygulamalarıyla, kısaca tanım ve içeriği ne kadar değişirse değişsin, kapitalizm, öte–dünyanın, dolayısıyla hesap gününün (Yevm el–Dîn) iptal edildiği dünyevî bir dünya görüşü olarak görülebilir. Ancak biz, kapitalizmi bu yazı çerçevesinde “her türlü kamusal emeğin ürettiği artı–değeri, belirli öbeklerin birlikteliğinden neşet eden gayr–i irâdî mizacın âşikâr kıldığı asabiyetin temellük etmesi ve sömürmesi” olarak tanımlayacağız. Bu çerçevede yazımız, verilen bu tanımın bir tür şerhi olarak kabul edilebilir.




Makalenin devamını okumak için Abone Olun