Yasanın Kaynağına Dâir İki Farklı Temellendirme Toplum Sözleşmesi yahut Ontolojik Ahit

Vahdet İşsevenler

Vahdet İşsevenler



I.

“Biz neyiz/insan nedir?” sorusu, mantıken “Biz kimiz?” sorusundan önce gelir. Buna karşılık “İnsan kimdir?” sorusu, insan tarafından cevaplandırılabilirken; insanın “Ben neyim?” sorusunu cevaplamaya kalkması, kendi gölgesi üzerinden atlamasını denemeye benzetilmiştir.1 İnsanın ne olduğu, insan olmanın koşulları dışından bir bakışı, insanlık zemininin sınırları ötesine geçebilmeyi gerektirir. Diğer bir ifadeyle insan, “Ben neyim?” diye sorabilir fakat cevabı vermekten ziyade dinler; cevap, insan dışında bir kaynaktan verilmek durumundadır. Mitolojik ve teolojik anlatılar, bu işlevi görmüştür. Tanrı, doğa, varlık ya da başka bir isimle anılan insan üstü bir kaynak, insana ne olduğunu duyurur. Bu hermenötik ilişki, nesnel bakış açısından, bu ister yapısal sosyolojinin şeması ister analitik psikolojinin şeması olsun, özneye üstün gelen, özneyi belirleyen, kolektif yahut bireysel bilinçdışı gibi örneğin, özneye aşkın bir kaynağı işaret eder. Öznel bakış açısından yani müminin durduğu yerden ise zaten kutsal anlatıyla muhatap olunmaktadır. Her halükârda teolojiden ve ontolojiden müteşekkil metafiziğin2 alanına giren bir anlatıdır mevzubahis edilen. O nedenledir ki teolojik bir kabulden hareketle felsefî bir gerekçelendirme icra edilir. Ben de burada bu minvalde bir kıyasta bulunacağım




Makalenin devamını okumak için Abone Olun