Fazlıoğlu: Şöyle başlayabiliriz: Bir şey hakkında yargıda bulunmak, o şeyin tasavvurunun uzantısı olduğuna göre öncelikle gayb kavramını açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Bu çerçevede gayb, metafizik ve meçhul kavramları arasında bir ayrım yapmak önemli. Çünkü günümüzde büyük oranda metafizik ile gayb karıştırılıyor; hatta bazen meçhul yani bilinmeyen anlamında kullanılıyor. Öte yandan Evren’in bilinmeyen tarafları var; geleceğe ilişkin yönleri mevcut; bunlar da gayb olarak görülüyor. Öncelikle sorun şu: Bu değişik kavramlar ve durumlar arasında ne tür bir fark var? Ve elbette bu farklar belirlendikten sonra gaybı nasıl tanımlayabiliriz? Buyrunuz.
Türker: Evet hocam belki kelime anlamları itibariyle bunlar birbirleriyle ilişkili gözüküyor, ilişkiden ziyade zaman zaman birbirlerinin yerine kullandığımız oluyor. Fakat aralarında farklılık var. Meçhul çok genel bir ifade, meçhul aslında bir terim değil.
Fazlıoğlu: Evet! Ancak şunun için ekledim: İngilizce’de unknown yani bilinmeyen/meçhul diyorlar gayba; doğrudan bir karşılığı yok. Ama unknown, gayb değil.
Türker: Evet evet, meçhul herhangi bir disiplinin terimi değildir, gündelik dildeki anlamıyla kullanılır, bilinmeyen demektir. Yani kıyasın bilinmeyeni olur, herhangi bir araştırmanın bilinmeyeni olur. Dolayısıyla meçhul, çok genel kullanıma bir sahiptir. Burada terim olan, metafizik ve gayb kelimeleridir. Gayb kelimesi en genel anlamıyla duyulardan gizli olan yani insanın beş duyu organıyla idrak edemediği durumlar anlamına geliyor.
Fazlıoğlu: Peki! Aklın idrak edebildiği şey midir gayb?
Türker: Oraya geleceğim hocam. Aslında insanın aklıyla idrak edebildiği şeyler nazarî bilinmeyen kısmına girebilir ama gayba girmez. Nazarî gayb diye bir şey olmaz.
Çitil: Duyulurlar cihetinden düşünülürler gaybî olabilir ama bu anlamda kendinde gaybî diyemeyiz.
Türker: Evet diyemeyiz. Ama bu durum zaman zaman metafizik ile gaybın karıştırılmasına yol açmış. Metafizik, cismani olmayan demek, sadece duyulur olmayan demek değil. Yani cismani olanın ötesine geçen yahut cismani olana indirgenemeyen demek. Dolayısıyla metafizik şu masanın varlığıyla, insanın varlığıyla, nesnelerin varlığıyla, imkânıyla ve zorunluluğuyla ilgili bir şeydir. Nihaî anlamda metafizik Tanrı’yı bilmekle neticelenir. Yani var oluşun bütünlüğünü idrakle neticelenen bir şeydir. Bu mânâda metafizik, gayb olmayan, şu anda duyularımızla idrak ettiğimiz nesnelerin tamamını da kapsamına alan ama mefhum olarak bunların varlık, birlik, zorunluluk ve imkân gibi cihetlerini inceleyen disiplinin ismi yahut onların aklen kavranabilir olan yönünün ismi iken gayb duyulardan gizli olanların bütününün ismidir. Eğer bir şey cismaniyse, aslında cismanilik bakımından metafiziğin kapsamına girmez ama gaybın kapsamına girebilir. Gaybın ayrıca metafizikle karışmayan, metafiziğin dışında ikinci bir terim anlamı vardır. Gayb aynı zamanda henüz olmamışı da ifade ediyor. Yani muhtemel ve gelecekte olanı da ifade ediyor. Bizim için gayb olan, henüz idrak edemediğim şey anlamındadır, fakat aklımızla değil, yine “duyularımızla” idrak edemediklerimiz anlamındadır.