[Prg. 743] Bil ki; tikel güneş tutulmalarının idrakine ulaşman, ancak onların bütün sebeplerini ve gökteki her şeyi kuşatmandan dolayıdır. Bütün sebeplerini ve varlıklarını kuşatma gerçekleştiğinde ise, bunlardan bütün sonuçlara (müsebbebat) geçilir… Böylelikle Zorunlu Varlık’ın gaybı nasıl bildiğini, buradan da İlk’in kendi zâtından her şeyi nasıl bildiğini ve bunun nedeninin, O’nun her şeyin ilkesi oluşu olduğunu öğreneceksin. Yine İlk’in şeyleri onların hallerinden nasıl bildiğini öğreneceksin. Yine öğreneceksin ki bunun nedeni, O’nun, bir şeyin veya hal ve hareketleri falan şekilde olan şeylerin ve İlk’ten sonra ayrıntıya varıncaya kadar onlardan meydana gelen falan şeylerin ilkesi olmasıdır. Sonra onlardan meydana gelen bu şeylerin, bu ayrıntıyı geçişlilik ve iletme tarzında gerektiren dizilişe göre gerçekleştiğini öğreneceksin. Böylece bu şeyler, ‘O’ndan başka hiç kimsenin bilmediği gaybının anahtarları’ olurlar. Allah gaybı en iyi bilendir ve o görüneni ve görünmeyeni bilir. O, azizdir ve hikmet sahibidir.
[Prg. 878] …Nâtık nefsin kendine özgü yetkinliği, her şeyin ilkesinden başlayarak, salt ruhsal üstün cevherlere, sonra bir şekilde bedenlerle ilgili ruhsal cevherlere, sonra yapı ve güçleriyle yüce cisimlere varıncaya ve sonra bütün varlığın yapısı kendisinde toplanıncaya değin her şeyin sûretinin ve her şeydeki akledilir düzenin ve her şeydeki taşmış iyiliğin sûretinin kendisinde resmolmasıyla aklî bir âlem haline gelmektir. Böylelikle nefs, bütün mevcut âleme denk mutlak güzel, mutlak iyi ve gerçek-mutlak güzelliği müşâhede eden ve onunla birleşen, onun örneğini ve yapısını kendisine nakşeden, onun yoluna katılan ve cevherinden sûretlenen akledilir bir âleme dönüşür. Bu durum, diğer güçlere ait sevilen yetkinliklerle kıyaslanırsa, karşısında “Bu ondan daha üstün ve daha yetkindir” demenin çirkin olduğu bir mertebededir.