Kitâbu’t-tevhid’den Adalet Bölümü

İmâm Mâtürîdî

İmâm Mâtürîdî



Asıl olarak zulüm ve erdemsizlik (cevr ve sefeh) kötüdür, adalet ve hikmet ise iyidir. Ancak, tıpkı ilaç içme [örneğinde] zikrettiğim gibi, bir durumda hikmet olan şey bir durumda erdemsizlik, bir durumda zulüm olan şey bir durumda âdil olabilir. Sonra, bir şeylerin yenmesi ve içilmesi, yok edilmesi ve muhafaza edilmesi, ihtiyaçlar yahut cezalar veya hukuk vb. türdeki şeyler nedeniyledir. Öyleyse genel olarak hikmet ve adaletin iyiliği, erdemsizlik ve zulmün kötülüğü sabittir. Allah Teâlâ’nın Cömert, Lütuf Sahibi, Ganî ve Alîm oluşunun sabit olması nedeniyle her fiilinde en azından onun hikmet ve adalet yahut erdem ve iyilikle nitelenmesi gerekir. [Böylece] O’na, sebebi bilgisizlik ve ihtiyaç içinde olma olan zulüm ve erdemsizliğin atfedilmesi söz konusu olmaz. [Böyle olunca] aynı şeyin hem zulüm hem adalet hem hikmet hem de erdemsizlik olarak belirlenmesi söz konusu olabilir hâle gelir. [Zulüm ve erdemsizliğin] sebebi beşerî bilgisizlik olduğu için, onu teorik olarak düşünen için de, onun bilgisine duyu ile sahip olmak isteyen için de [bilginin] gizli kalması söz konusu olabilir. İki yönün de [adalet-zulüm, hikmet-erdemsizlik] ihtimal [dairesinde olduğu] sabit olmuştur. Bunlardan herhangi biri duyu veya teorik düşünme ile elde edilememiş olabilir.




Makalenin devamını okumak için Abone Olun