Akademisyen: Bir Yer Bildirimi

Necdet Subaşı

Necdet Subaşı



Akademisyen ifadesi modern bilgi dünyasının en itibarlı kavramları arasında yer alır. Yeni bir tarihselliğin ürünü olarak akademisyenin varlık beyanı onu modern dünyanın aktüel bir parçası olarak değerlendirmemize fırsat verir. İnsanlığın bilgiyle kurduğu irtibatı kadim bir geçmişe sahip olsa da akademisyenin bu şecereyle ilişkilendirilmesi pek de kolay olmamıştır. Bu bağlamda o, geleneksel statüleriyle geçmişten bugüne süreklilik içinde devredilen âlim ve filozof kavramsallaştırmalarından çok, içinde aydın ve entelektüellerin de yer aldığı yeni bilme biçimleri arasında kendine bir yer bulmuştur. Bu nedenle de akademisyen, aynı göndermelere sahip ortak epistemik söylemlerin içinde neşv ü nema bulmaya devam etmektedir.

Kavramın bilinen kullanımı, bugün oldukça yaygın bir şekilde tedâvüle girmiş bulunan gündelik halinden ayrışabilmiş değildir. Bilgiyle yoğun bir şekilde uğraşan bilim insanları için akademisyen kavramı kullanılmakta ve yerleşik anlamının bir tezahürü olarak da onda bir tür uzmanlık ve derinlik aranmaktadır.

Gerçekten de günümüzde akademisyenden her söz edildiğinde bununla bir üniversite hayatına atıfta bulunulduğundan, ileri düzeyde herhangi bir yüksek öğretim programına dâhil olmanın akademisyen olmak için yeterli olduğuna dair genel geçer bir kabulün varlığından söz edilmiş olmaktadır. Bu çerçevede örneğin temel eğitimini başarıyla tamamlayan bir öğrencinin şekil/şart düzeyindeki belli başlı prosedürleri tamamlaması durumunda arzu ettiği bir üniversite programına katılmasında yadırganacak bir şey yoktur. Nihayet belli bir eğitim sürecinin takibi sayesinde elde edilen diplomayla da tipik bir öğrencinin gündelik hayatta bununla birlikte edineceği yeri, sahip olacağı konumu, haklarını, statü ve rollerini, yine bu vesileyle serimleyeceği başarı grafiğini ve diğer başka merhalelerle elde edeceği kazanımları ölçmeye ve değerlendirmeye imkân buluruz. Üniversite mensubu da zaten elde ettiği itibar, kazandığı ödül, içine sürüklendiği rekabet ve imaj politikaları eşliğinde toplum nezdinde kabul görür. Üniversitenin yeri, sunduğu imkân çeşitliliği ve ürettiği eşikler de insanî talepleri kışkırtmaya devam eder.




Makalenin devamını okumak için Abone Olun