Eğitim ve Öğretim: İnsan Olmak ve İnsan Kalmak İçin

İhsan Fazlıoğlu

İhsan Fazlıoğlu



İnsan, tabiatın üzerinde kurulu hayatın içine doğar ama tarihte yaşar. Bu nedenle biopsişik bir var–olandır; bio, maddî; psişik ise manevî yönüne delalet eder; her iki yön, arada bir tire (–) olmaksızın yani biopsişik olacak şekilde tarihte kaynaşır. Bu yapısı nedeniyle insan, yaşamını hem maddî hem de manevî, her iki yönünü koruyacak, gerçekleştirecek, geliştirecek ve tamamlayacak şekilde düzenler. Tüm bu etkinliklerin maddî yönüne emân, manevî yönüne ise îmân adı verilir; hem emân hem de îmân, güvenlik anlamındaki emn kökünden gelir. Dolayısıyla yaşam sahnesinde insanın yapıp ettiği her şey maddî ve manevî güvenliğini temin etmek içindir. Söz konusu iki amaç, tüm beşerî eylemleri düzenler ki, bu nedenle her bir eylemin içinde bir maksat olarak içkindir. Hem eylemin kendine göre gerçekleştirildiği niyeti yakalamak hem de yapılış gerekçelerini tespit etmek için, beşerî eylemleri değerlendirirken, eylemin sahnedeki somut göstergelerinde içkin bu maksadı deşifre etmek gerekir. Ancak böyle bir deşifreden sonra söz konusu eylemi hem anlamak hem de anlamlandırmak mümkün olur.

Öte yandan tarihte her bir fert bir topluluk içinde doğar ve eğitim yani terbiye süreciyle kişilikini (şahsiyet) elde eder; âidiyetini kazanır yani topluluğun davranış hâfızasını (âdetler)... Bu hâfıza içinde benlik duygusu gelişir ve varlığına ‘ben’ diye işaret eder. Aynı zamanda, daha geniş kümede, bir toplum içinde eğitim yani ta’lîm süreciyle kimlikini (hüviyet) oluşturur; mensubiyetini inşâ eder; yani toplumun bilgi hafızasını (örfler)... Bu hâfıza içinde de bizlik duygusu neşvünema bulur ve artık varlığına, mensubiyet duyduğu toplumu içerecek şekilde biz diye hitap eder. Bu iç–içe–geçmiş çiftli sarmal yapı içinde, bâliğ ve âkil oldukta kendilik bilincine erer. Âdetler ile örflerin kendilik bilincine ermiş bir kişideki yetkin temsiline ise edeb denir. İşte hem topluluk hem de toplum, kendini, bu şekilde ontolojik bir tabaklaşma gösteren bir ferdin, yukarıda işaret edilen emân ile îmân yani maddî ve manevî güvenliğinin sağlanmasını temin edecek bir biçimde düzenler.




Makalenin devamını okumak için Abone Olun